9 Mayıs 2010 Pazar

ÇOCUKLUKTAKİ GÖZÜMLE KÖYÜM VE KÖYLÜM...

AHMET AVCI'
ahmetavci3@gmail.com

  



ÇOCUKLUKTAKİ GÖZÜMLE KÖYÜM VE KÖYLÜM...

1948 yılı Mart ayında Çulçapur'da dünyaya gelmişim.
İlk anılarım çok silik.
Ferhat Ağabeyimin düğünü en eski anı gibi aklımda…
Düğün alayı beklenen güzergâhtan gelmemişti… Şintil' Köyünden...
Şerif Ağabeyin düğünü de aklımda… Eşref dayı; Helezür’den gelirken çocukları nedense kovalamıştı; köy bekçisi miydi?

Ve bahtsız Fatma bacımın evliliği...Anamın çaresizliliği, babamın suskunluğu...
Yokluk, yoksulluklar...

Anamın dertleri, dertleşmeleri ve öğütleri...

Babamın meselleri.... Özlemle Ferhat ağabeyimin yolunu gözlemeleri... bahçeden meyve ağaçları ayırmaları... "Oğlum Ferhatın kokusu geliyor... herhalde yakında burada olur"  biçimindeki özlem dolu kehanetleri...

Ben 40 günlükken vurulan Mahmut amcam'ın süregelen acısı, o'nun ölümünden sonra dünyaya gelen oğlu Yadigar'ın Elazığ yetimhanesinde ölümü...

Şükrü amcamın oğlu can arkadaşım Niyazi'nin ani ve beklenmedik ölümü...
Zekeriye Amcamın oğlu Mehmet'le olan kardeş gibi arkadaşlığımız...

En keyifli düğün olarak; Hacı Mevlüt’ün oğlu Aydın’ın düğününü hatırlıyorum.
Bir de Bedri Gardaş ile İsmail’in sünnetini…

Kuran kursuna gidişimi ve hoca’nın eğitim anlayışını ve rutin FALAKA işini de unutamıyorum…
Sonra Okul…
Tek odalı kerpiç damda eğitim veren köyümüz okulu…
Gem iskemlesinde dizlerimizin üzerinde yazı yazarak okumak…
Acaba çok mu zordu dokuz öğrenciye okul sırası yapmak…
Bir de okula taşıdığımız odunlar…
Düzgün odun götürsem anam, kötü odun götürsem öğretmenim kızardı…
Ve bu yoklukta- yoksullukta- öğretmenimizin bizi eğitmek için ortaya koyduğu çabalar…
Helezür'de müfettiş gözetiminde yapılan sınavda; Helezür öğrencilerinden daha iyi olduğumuzun saptanması...

Köyümüzdeki yaşlılar…
Aslında aile reislerinin tümü bize yaşlı görünürdü ya…
Bizde toplanan büyüklerin askerlik anıları…
Babamın ve Rifat eniştemin askerlik anılarını kayda alamadığıma hala yanarım…
Hane reisinin adı ile anılan pegler...

Köyümüze "Marşal Yardımı"nın gelişi...
Kadastro çalışmalarının başlaması...
Muhtar (İbo) amcanın maceraları...
Köylüye tohumluk buğday dağıtılması ve köylü adına kredi çekilmesi...
Nato Petrol Boru Hatlarının kazı çalışmaları...
Köyümüzde; Pancar ekiminin başlatılamsı heyecanı...Fenni gübre ile tanışma...
Köyümüzden; Kuylu Köyüne göçler ve bizim Köye Usludan gelişler...

Ve sonra 1958 yılı Ağustos'unda İstanbul’a gidişim…
On yaşında idim ama artık yetişkindim...

Hiç yorum yok: