28 Nisan 2010 Çarşamba

MEHMET ZEKİ KİMDİR?

Kanber AVCI


dedepinari@gmail.com


MEHMET ZEKİ KİMDİR?


Elazığ’ın Hürriyet Caddesi üzerinde Orduevi’ne doğru giderken sol kol üzerinde bulunan İlkokul, eskiden MEHMET ZEKİ adını taşıyordu. 1975 yılında adı değiştirilerek İSMET PAŞA İlkokulu yapıldı. Mehmet Zeki’nin ismi ise 1975-1976 öğretim yılında merkez Olgunlar Mahallesinde yapımı tamamlanan yeni ilkokula verildi.


Adı Cumhuriyetimizin kuruluşundan beri değişik dönemlerde iki ayrı ilkokulda yaşatılan, Cumhuriyet Çocukları’nın diplomalarında adı gururla yazılan MEHMET ZEKİ’ nin kim olduğunu merak edip araştırdık.


Mehmet Zeki; Elazığ’ın Çulçapur Köyünden Kamber Çavuş’un oğludur. Mehmet Zeki’nin bir erkek, bir de kız kardeşi vardır. Kız kardeşinin adı Lütfiye Hanımdır. Mehmet Zeki, ünlü düşünürlerimizden Ziya Gökalp’ın yakın arkadaşı ve onun ekolüne bağlı bir öğretmendir. Mehmet Zeki’nin öğretmenlik dışında zengin bir musiki kültürüne sahip müzisyen olduğu ve musikimizde kullanılmakta olan tüm enstrümanları büyük bir ustalıkla kullanabildiği anlatılmaktadır.


1925 öncesinde Bingöl’de öğretmenlik yapmakta, geleceğimizin güvencesi çocuklarımıza Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkeleri doğrultusunda ve O’nun izinde yürüyerek, yeni Türk harfleriyle okuma-yazmayı öğretmekte, onları bu milli duygularla donatmaya büyük bir çaba göstermektedir. Onun bu idealistliği, kendisini kısa sürede Atatürk’le de yakınlaştırmıştır.


Bingöl’deki sorunları ve gelişmeleri direkt olarak Atatürk’e bildirecek kadar bir yakınlık vardır aralarında. Bingöl PTT’sinden Atatürk’e zaman zaman gizli telgraflar çekerek, patlak verecek olan Şeyh Sait İsyanı’nı, İngiliz Ajanlarının bölgede cirit attıklarını, Şeyhleri ve aşiretleri isyana katılmaları için örgütlediklerini Atatürk’e bildirmiştir.


Ankara’nın isyan uyarısı karşısında Genç Valisi, çıkacak isyana karşı kayıtsız kalmış, hatta Öğretmen Mehmet Zeki hakkında iftiracılık suçlamasıyla soruşturma başlatmıştır. Palu ve Maden Kaymakamlarıyla, dönemin Elazığ Valisi Hilmi Bey de aynı duyarsızlık içerisinde olmuşlardır.


Elazığ Valisi Hilmi Bey ve etrafındakiler Ankara’dan gönderilen isyanın olacağını haber veren şifreleri zamanında çözdürmeyip sabaha bırakmışlardır. Şifreleri çözdürdükten sonrada ciddi manada değerlendirmemişlerdir. Çünkü Elazığ Valisi Hilmi Bey ve beraberindeki zevat, o son geceyi poker masasında geçirmekle meşgullermiş.


Nihayet isyan patlak veriyor.


Şeyh Sait ve taraftarları, “Şeriat” iddiasıyla Lice’den isyanı başlatıyor, dört koldan çevre il, ilçe ve köylere yayılmaya, her tarafı yakıp yıkmaya ve talan etmeye başlıyorlar.


İsyan sonrasında Şeyh Sait’in taraftarlarından bir grup gecenin bir vaktinde, Öğretmen Mehmet Zeki’nin Lice’deki evine gizlice bir baskın düzenliyorlar. Karısı ve kız kardeşinin direnmelerine rağmen, Mehmet Zeki’yi silah zoruyla alıp götürüyorlar. Evin biraz ilerisinde ise acımadan kurşuna dizerek oracıkta öldürüyorlar.


BU olaydan sonra Mehmet Zeki’nin tek çocuğu olan Necat Dündaralp, Atatürk’ün direktifleriyle Devlet tarafından ailesinden alınarak, İstanbul’daki Galatasaray Lisesinde okutulur. Galatasaray Lisesini başarıyla bitiren Necat, daha sonra Ankara Ziraat Fakültesi’nden Ziraat Yüksek Mühendisi olarak mezun olur. Ardından Devlete ait olan Mersin’deki Alata Çiftliği’nde göreve başlar.


İşte bu yıllarda annesinin vefat ettiğini üzüntüyle öğrenir.


Yirmi beş yıllık hizmetini tamamlayan Necat Dündaralp, emekli olduktan sonra eşinin memleketi olan İzmit’e yerleşir ve burada bir süre yaşadıktan sonra da geçirdiği ani bir kalp krizi sonucu vefat eder.

Hiç yorum yok: